ÜYE GİRİŞİ ÜYE OLMAK İÇİN ALTTAKİ LİNK İ TIKLA

POSOF

 Daha sonra Horasan havalisinden gelen Arsak Türkleri, M.Ö.150- M.S.430 yılları arasında bu bölgede yaşamışlardır. Arsak Türkler’inden sonra Peçenek ve Oğuzlar’ın da bölgede yaşadıkları bilinmektedir. Yukarıda sayılan bölgelerle birlikte, Posof’un da bir müddet Sasani Devleti toprakları içinde kaldığı,bir ara Doğu Roma Devleti ve daha sonra Gürcü Bagratlılar’ın egemenliğine geçtiği,Abbasiler’in bölgeye hakim oldukları,Selçuklu Sultanı Alpaslan’ın 1064 tarihinde Ani’yi almasından sonra 
 

komutanlarından Danışmentli Ahmet komutasındaki Selçuklu ordusu Şavşat üzerinden Posof ilçemiz’e bağlı Kol köyü yakınlarındaki Kol Kalesini kuşatır.Burada yapılan savaşı Selçuklular’ın kazanması üzerine bölge Selçuklu egemenliğine 
girer.Selçuklular’ın burada uzun müddet tutunamamaları üzerine bölge İlhanlı hakimiyetine dahil olur.İlhanlılar zamanında Ortadoks Kıpçaklar bu bölgenin yarı bağımsız hakimi olurlar ve kurdukları beylik Adadolu’nun en uzun ömürlü Türk beyliği olur. Gürcü Bagratlılar içinde önemli nüfusa sahip olan Kıpçak Türkleri ile Gürcüler arasında gizli gizli düşmanlıklar devam ettiğinden 1578 Osmanlı- İran savaşını fırsat bilen Ahıska Atabeği Manuçahr Bey Çıldır’a giderek Osmanlı komutanı Lala Mustafa Paşa’ya bağlılığını bildirir ve Müslüman olur.
 

 Lala Mustafa Paşa’nın emri ile Ardahan Sancak Beyi Abdurahman Bey kuvvetleriyle Ulgar Dağı’nı aşarak 1578 yılında Ahıska ve Posof havalisini Osmanlı topraklarına katar.Çıldır Eyaleti’nin kurulması üzere Posof da sancak beyliği olur.1828 Osmanlı – Rus Savaşı’nı Ruslar’ın kazanması sonucu bölge Ruslar’ın hakimiyeti altına girer. Birkaç kez Osmanlılarla Ruslar arasında el değiştiren Posof 1878 Osmanlı –Rus Savaşlar’ı sonucu tekrar Rus hakimiyetine girer. Bu durum 1917 Rus İhtilali’ne kadar devam eder. Günümüzde Türkiye Cumhuriyeti ile Gürcistan Cumhuriyeti arasındaki devlet sınırı 14 Eylül 1829 yılındaki Tahditi – Hudut Komisyonu arasında çizilen sınırdır.
 

 1917 İhtilali’nde Ruslar’ın bölgeden çekilmesi sonucu Ahıska ve Posof Gürcüler tarafından işgal edilir ve Posof’taki Bnb.Eminbey bucağına bağlı köyler Gürcüler tarafından yakılır ve yağmalanır. Gürcüler’in topraklarımızı işgalini içine sindiremeyen Posoflular milis birlikleri şeklinde teşkilatlanarak düşmanla savaşmaya başlarlar. Batı Anadolu’nun Yunan işgalinden temizlenmesi sonucu Türk Devleti’nin Doğu meselesi ile de yakından ilgilenme fırsatı bulması üzerine Ankara’daki TBMM Hükümeti Gürcü Hükümeti’ne sert bir nota vererek 24 saat içerisinde Gürcü birliklerinin bölgeden çekilmemesi halinde bölgenin milli kuvvetlerce işgal edileceğini 
 

bildirir. Telaşa kapılan Gürcüler hemen bölgeyi boşaltırlar, 23 Şubat 1921 Posof’un düşman işgalinden kurtarılmasında Halit Paşa’nın büyük katkıları olmuştur..Ayrıca başta Petobanlı (Kalkankaya) Altun Hoca başta olmak üzere bir çok Posoflu canla başla mücadele etmiştir. Posof’un düşman işgalinden kurtuluş günü olan 2 Mart(23 Şubat daha sonra 2 Mart olarak değiştirilmiştir.)bayram olarak kutlanır.
 
Mondros Mütarekesiyle Türk askeri, Posof Bölgesinden çekilince buralar Gürcüler tarafından işgal edildi. Mahallî önderlerle Gürcü kuvvetlerine karşı mücadeleye girişen halk, yurdunu savunmadaki yiğitliğini gösterdi. Gürcü askerinin, 1919 yılı mart ayında Posof köylerinde yaptığı soygun, halkın sabrını taşırdı. Halk, bu askerleri yakalayarak çalınan mallarını ellerinden aldı. Bu olayı savaş sebebi sayan Gürcü Hükümeti’nin silahlı kuvvetleri, Ahiska’dan hareketle Badele’ye hücum ettiler. Bu taarruz karşısında, Posoflu milis kuvvetleri harekete geçti. Posoflu milislerin mukavemeti karşısında, Gürcü ordusu geri çekilmek zorunda kaldı. Fakat Gürcü ordusu daha büyük ve düzenli ordu ile Posof’u ve havalisini işgal etmişlerdir.
İlçede, tarıma dayalı ekonominin hakim olması nedeniyle nüfusun % 80’i köylerde oturmaktadır.1997 nüfus sayımına göre 16.000 olan nüfus 2000 yılında 12.729’a inmiştir.2008 yılında ise toplam nufus 9.596 'a inmiştir.Bu nüfusun 2.255’i ilçe merkezinde 7.341’i de köylerde yaşamaktadır. Yukarıdaki rakamlardan da anlaşılacağı gibi ilçemizde büyük göç hareketleri yaşanmaktadır.Göçün büyük çoğunluğunu köyden- kente göç oluşturmaktadır.Göçlerin tamamı ekonomik sebeplerden kaynaklanmayıp, bunun yanında bölgedeki iklim şartları eğitim, sağlık, ulaşım gibi sosyal hizmetlerin yetersizliği de rol oynamıştır. Ayrıca 1962 yılından itibaren Batı Avrupa ülkelerinin işgücü talebi de özellikle ilçemizdeki nüfusun azalmasında önemli bir faktördür. Kesin sayı bilinmemekle beraber 20.000 ‘den fazla nüfusun çeşitli Avrupa ülkelerinde oturduğu tahmin edilmektedir. İstihdam edilen nüfusun büyük bölümü tarım sektöründe istihdam edilmekte olup bunların çok büyük bölümünü de kadınlar teşkil etmektedir.Bunun sebebi de başka iş sahalarının olmayışı,tarımın hala ilkel usullerle yapılması ve erkek işgücünün diğer kentlere iş aramak için gitmesi gösterilebilir.
İlçemiz flora kapasitesi bakımından son derece zengin olduğundan arıcılık için son derece elverişlidir. Diğer taraftan üretim faaliyetlerinde yok denecek kadar kimyasal kullanılması kentsel ve sanayi atıklarının bulunmaması tarla ve bahçe tarımında kimyasal gübre ve zirai mücadelelerde pestisitlerin kullanılmaması, mevcut arı ırkının yöre şartlarına uygun olması organik arıcılık için yeterli şartlar taşımaktadır. Bu amaçla İlçe Müdürlüğümüz tarafından hazırlanan Demonstrasyon amaçlı Organik Bal Üretim Projesine 35 arıcı toplam 2500 koloni ile katılmıştır. Ancak üretilen ürüne Organik Bal Sertifikası alabilmek için Bakanlığımızdan izinli ETKO Firması ile temasa geçilmiş, gerekli prosedürler tamamlanmış olmasına rağmen Sertifikasyon Kuruluşuna ödenmesi gereken ücret temin edilemediğinden proje 2005 yılına kalmıştır.